Cumhuriyetin ilanı ve sonrasındaki inkılâplarla birlikte ülkenin sosyo-ekonomik ve politik yaşamında ortaya çıkan önemli değişimler, bu değişimleri yaşayan halkın inkılâpları benimsemesi için eğitime ihtiyacı olduğu gerçeğini ortaya çıkarınca idareciler tarafından halk eğitimi alanında reform yapılması gündeme geldi. Bu halk eğitim denemesinin ülkemizdeki ismi ise “Halkevleri” olacaktır. Halkevleri okul tahsilinin yanında halk eğitimi yapmak ve halkı birlikte çalıştırmak, bütün kuvvetleri ulvi bir maksat etrafında toplamak ihtiyacının duyulması üzerine Atatürk tarafından kurulmasına karar verilen ve 19 Şubat 1932’de açılan “kültür ocaklarının” adıdır. İsmail Özer’in titiz araştırmalarının ürünü olan Halkevleri başlıklı eserinde de vurguladığı üzere halkçılık, Mustafa Kemal Atatürk’ün gerek milli mücadele döneminde gerekse de sonrasında yaptığı sayısız konuşmalarında yeni rejimin temel yönlendirici ilkelerinden biri olarak yer almıştır. Mustafa Kemal Atatürk ve onun yakın çevresi, ekonomik kalkınmadan siyasi rejim sorununa, toplum sağlığından çalışma hayatına kadar birçok konuya, halkçılık anlayışı çerçevesinde çözüm yolları aramışlardır. Halkevleri de bu halkçılık anlayışından ve halkın yaşamını iyileştirmek için geliştirilen fikirlerden doğmuştur. Temel eğitimlerden yoksun kalmış halka okuma-yazma öğretmek halkçı rejimin önde gelen ödevleri arasındaydı. Halkevlerinin bu temel amacı ve diğer faaliyetleri, o dönemin halkçılık kavramının somut uygulamasını gözler önüne sermektedir. Halkevleri çeşitli ihtisas, yetenek ve isteğe göre her vatandaşın tercih edebileceği bir faaliyet sahası bulabilmesi için Türkiye’nin en ücra köşelerinde bile faaliyetler yürütmüştür. Erken Cumhuriyet halkçılığı, milli dayanışma ve birliği toplum nezdinde tesis edebilmek için Halkevleri aracılığıyla eğitim, sanat, spor ve diğer kültür öğeleriyle desteklenmiş bir harekettir.