Genellikle halkların biri iç etnik, diğeri dış etnik olmak üzere iki adı vardır. Halklar, kendilerini tanıtırken çoğu kez iç etnik adlarını kullanırlar. Dış etnik ad ise komşuları tarafından verilir ve bunların çoğu yakıştırma adlardır. Türk tarihinde en çok, ama bir o kadar da yanlış olarak kullanılan iki dış etnik ad vardır: Tatar ve Çerkes.
Bugün Kazan ve Kırım Tatarları dediğimiz halkların tarihteki Moğol-Tatarlarla hiçbir ilgileri yoktur. Onlar, Kıpçak, Bulgar, Guz vs. halkların karışımıdır.
Biz, yanlışlıkla Kafkasya'dan gelen halkların neredeyse tamamına "Çerkes" adını yakıştırdık. Hatta Ruslar, bir dönem Ukraynalılara bile "haydut, eşkıya" anlamında "Çerkes" dediler.
Kazakların Küçük Cüzü içinde Çerkes, Çerkes, Serkes, Türkmenlerde Çerkesoğlu, Göçebe Özbeklerde Çerkes, Cehl-Kes, Çilkas, Çilkes ve yine Türkmenlerin Esrarı boyunda Çerkez adında oymak ve obalar vardır.
Bulgarların dolaysız torunları Karaçaylılara Kara Çerkes de denir.
Rus tarihçiliğinin babası sayılan Karamzin ve diğer Rus tarihçilerden P. P. ivanov, N. i. Berezin "Karakalpaklılar"a çoğu kez "Çerkes" dendiğini belirtmektedirler.
Eski Türkçe "çar" "saç" anlamındadır. Hatta Rusça-Mordvaca sözlükte "Çer" kelimesinin anlamı saç olarak gösterilir. Altay destan kahramanlarından birinin adı Altın-Çarkas yani Altın-Saçlı idi. Eski Bulgarcada ise "Çer" kara, "kes" saç demektir. Buna göre "Çerkes" -Siyah saçlı anlamındadır. Karamzin, Çerkes de denilen Karakalpaklıların Hun, Hazar, Peçenek, Kuman ve Tatarların torunları olduğunu kaydetmektedir. Kısacası bir Türk boyu olan Çerkeslerin Kafkaslarda "Çerkes" denilen "Adıge'lerle hiçbir ilgisi yoktur.
Galiba bazı tarihî yanlışların artık düzeltilmesi gerekiyor..