Rusya, Osmanlı imparatorluk tarihinin son üç yüzyılına damgasını vuran devletlerin başında gelir. İki devlet arasındaki ilk münasebetler Fatih Sultan Mehmet’in Karadeniz’in kuzeyindeki Ceneviz kolonileri olan Kefe ve çevresini yani Kırım Hanlığını ele geçirmesi ile başlamıştır. Ancak bu münasebetler Osmanlıların Avrupa ve Güney Doğu Asya ile meşgul olmasından dolayı o dönemde fazla gelişmemiştir. İlerleyen dönemlerde iki imparatorluğun coğrafi konumları, jeopolitik koşulları ve aralarındaki ticari ve siyasi rekabet çatışma ortamının doğmasına sebebiyet vermiştir. Özelikle I. Petro ile başlayan Rus yayılmacı ve sıcak denizlere ulaşma siyasetinin hedefinde Osmanlı Devleti’nin bulunması bu durumun ortaya çıkmasında asıl etken olmuştur. Daha sonra Rus tahtına çıkan hükümdarlar ve özellikle Çariçe II. Katerina tarafından bu siyasetin devam ettirilmesi Osmanlı Devleti’nin büyük toprak kayıplarına neden olduğu gibi, devletin gerileme ve dağılma sürecine girmesinde de en büyük etkeni teşkil etmiştir. İki imparatorluk arasında başlayan ilk çatışma ortamının ağırlık merkezini ise uzun yıllar Rus zulüm ve işkencelerine maruz kalacak olan Kırım Hanlığı ve Kırım Türklüğü oluşturur.
Elinizdeki bu çalışma iki devlet arasındaki Kırım Hanlığı üzerindeki hakimiyet mücadelesini konu edinmektedir.