Bu kitabın başlığı pek çoklarına bariz bir çelişki içeriyor gibi görünecektir. On ikinci yüzyılda Rönesans! Cehaletin, durgunluğun ve kasvetin hüküm sürdüğü Orta Çağ, hemen ardından gelen İtalyan Rönesansı’nın aydınlanması, gelişimi ve özgürlüğüyle taban tabana zıttır değil mi? İnsanların bu fâni dünyanın neşesini, güzelliğini ve irfanını göz ardı edip dünyanın sunduğu felaketlere takılı kaldıkları Orta Çağ’da nasıl bir Rönesans olabilir?
Bu kitap, erken dönem aydınlanmalarının en önemlisine, genellikle Orta Çağ Rönesansı olarak adlandırılan On İkinci Yüzyıl Rönesansı’na ayrılmıştır. Bu yüzyıl, pek çok açıdan ferahlığın ve canlı bir yaşamın, Haçlıların, büyümeye başlayan şehirlerin ve Batı’nın en eski bürokratik devletlerinin çağıdır. Romanesk sanatın doruk noktasına ve Gotik’in başlangıcına tanık olmuş, yerel edebiyatlar bu çağda ortaya çıkmıştır. Latin klasikleri, Latin şiiri ve Roma hukuku yeniden canlanmıştır. Arap kültürünün ilaveleriyle birlikte Yunan bilimi ve felsefesinin büyük bölümü yeniden keşfedilmiş, ilk Avrupa üniversiteleri köklerini salmıştır. Konunun duayenlerinden Charles Homer Haskins, On İkinci Yüzyıl Rönesansı kitabıyla okuyucularını; yüksek öğrenim, skolastik felsefe, Avrupa hukuk sistemi, mimari, heykelcilik ve yerel edebiyat gibi alanlarda eşsiz bir canlanmanın görüldüğü on ikinci yüzyılda unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor.