Aaron Aaronson adlı bir Yahudi, Cemal Paşa’nın huzurunda Osmanlı valisinin odasına girerek taşkınlık yapar ve çizgiyi aşar. Cemal Paşa, Aaronson'a: “Seni şimdi şurada astırsam ne diyeceksin?” der. “Hiçbir şey demem, paşam!” diye karşılık verir Aaronson, “Yalnız, benim yağlı bedenimin darağacından yere düşerken çıkardığı ses Amerika’da duyulacaktır!” Cemal Paşa ağzını açıp bir şey diyemez. Vakıa daha sonra şiddetli bir intikam hâlini alacaktır.
Aradan geçen yaklaşık doksan yıl zarfında ne değişti? Hiçbir şey! Laik sistemi kabul ettiğimiz için Arap ülkeleri ve özellikle Mısırlılar bize kâfir gözüyle bakarlar. Düzeni değiştirdik ama ne camiye yaranabildik, ne kiliseye! Araplarsa sadece efendi değiştirdiler, fakat Müslüman Osmanlı yerine Hristiyan bir efendi koydular.
Hep hoşumuza giden şeylerin yazılmasını istemek ve “benim istediğim gibi yaz” demekle ancak kendimizi kandırmış oluruz. Rus tarihçi L. N. Gumilëv’in dediği gibi; “Bir milletin tarihini biraz da onun düşmanlarının yazdıklarına bakarak öğrenmek lazım!” Gerçekler, dostların yazdıklarında değil düşmanların yazdıkları eserlerin satır aralarındadır.