Osmanlı İmparatorluğu’nun her bakımdan zirvede bulunduğu XVI. asırda nevi şahsına münhasır bir eser telif eden Seyfi Çelebi, Osmanlı bürokrasisi içerisinde defterdâr olarak görev yapmıştı. Bu zat, yaşadığı dönemde Türkistan, Çin, Hint ve İran hâkimleri hakkında türüne az rastlanan bir tarihî-coğrafya yazmış; ama günümüze dek eserine neredeyse hiç kimse alâka göstermemişti. Esasen bu hakikat, her devrin siyasî ikliminde esen muhtelif rüzgârlarla yelkenlerini doldurma hususunda fıtrî istidat sahibi olan ve Türkistan meselelerine asla ilgi duymayan derbeder Türk entelektüellerinin alâmet-i fârikasıydı. Ata yurdumuza karşı bilinçli ve sistematik bir kayıtsızlığa gark olan bu günahkâr entelektüellerimizin aksine, hamiyet ve irfan sahibi bazı müstesna şahsiyetler de yok değildi. Örneğin merhum allâmemiz, büyük tarihçi Zeki Velidî Togan, Seyfi Çelebi’nin eserine dikkat çekip ehemmiyetini vurgulamıştı. Hatta Afet İnan’a yazdığı bir mektupta söz konusu eseri notlandırarak neşretmeyi tasarladığını dahi bildirmiş, ama ömrü vefa etmemişti.
Türk Dünyası algısının yurdumuzda layıkıyla yerleşebilmesi için söz konusu kavramın kökenine ilişkin ciddi çalışmalara hararetle ihtiyaç duyulmaktadır. İşte Seyfi Çelebi tarafından telif edilen elinizdeki eser tam da bu nevidendir. Edisyon kritiği daha önce Joseph Matuz tarafından yapılan bahis konusu Serkan Acar tarafından yayıma hazırlanmış, izaha muhtaç ifade ve kavramlar mümkün mertebe ayrıntılı biçimde notlandırılmıştır. Bu eser, geniş bir nokta-i nazardan Osmanlı tarihini değerlendirmekten aciz olup hiçbir tahlil ve tenkide tâbi tutmaksızın Osmanlıca belgeleri Latin harflerine aktarmayı tarihçilik zanneden, “koridor tarihçilerinin” marazî hissiyat ve zanniyatının hilafına, Osmanlılar’da gelişmiş bir Türk Dünyası ve Türkistan algısının mevcudiyetine şahadet etmektedir. Nitekim Cemal Kafadar’ın da yerinde tespiti ile: “Seyfi Çelebi gibi yazarların ‘siyasal coğrafya’ içeren eserlerine bakarak hiç olmazsa bazı Osmanlıların komşu siyaset dünyalarından haberdar olmak için belirli bir çaba harcadıklarını söyleyebiliriz.”