Eserinde yer alan bilgilere göre, on iki hayvanlı Türk takviminin Tavşan yılında Rebîülevvel 1012’de
(Ağustos 1603) dünyaya geldi. Şiban (Şeybân) Han neslinden gelmekte olup babası Muhammed Han,
Hârizm Özbek hanlarının ceddi olan Yâdigâr Han’ın dördüncü nesilden torunudur. Annesi Mihr Bânû
Hatun da yine Yâdigâr Han sülâlesindendir. Böylece nesebi, baba ve anne tarafından Cengiz Han’a
dayanır. Doğumunun, babası Muhammed Han’ın Batı Sibirya’ya girerek Ürgenç’e saldıran Rusları
imhasından az sonra olması sebebiyle kendisine “Ebülgazi” lakabı verilmiştir.
Babasının 1620 yılındaki ölümünden itibaren kardeşleri arasında yaşanan taht kavgalarına kimi zaman
bir kardeşinin yanında kimi zamansa yalnız olarak dâhil oldu. 1620’den önce ise Safevî ülkesinde,
Kazak Hanlığı’nda, Buhara ve Semerkant Özbekleri yanında, Hazar ötesi Türkmenleri arasında ve İdil
boyu Kalmuk hanının yanında kaldı. Bu münasebetle bilgi ve tecrübe sahibi olan Ebülgazi, İran’da
yaşadığı on yıl boyunca şiir yazabilecek seviyede Farsça ve Arapçasını geliştirmiş, hatta Kalmuk hanının
yanında Moğolca da öğrenmişti. Uzun yıllar çeşitli ülkelerde gerek sürgün gerekse de yönetici olarak
bulunduktan sonra, 1645 yılı başlarında başşehir Hîve’ye gelen Ebülgazi Bahadır Han böylece bütün
Hârizm ülkesine hâkim olarak Hîve hanı oldu. 1663’te tahtını oğluna bıraktıktan kısa bir süre sonra
vefat etti.