"Tarih bir anlamda halkların kutsal kitabıdır"
M.İ. Karamzin
Astarhan’da doğdu. Babası Ortodoks din adamı olduğu için küçük yaştan itibaren dinî eğitim almaya başladı. Astarhan ve Perm’deki ilâhiyat liselerinde okuduktan sonra 1865’te Petersburg İlâhiyat Akademisi’ne girdi. Oradan Petersburg Üniversitesi Doğu Dilleri Fakültesi’ne geçti. 1871’de fakültenin Arap, Fars ve Türk dilleri bölümlerinden mezun oldu. Rusya üzerindeki Tatar boyunduruğunun eski Rusça metinlerde bıraktığı izleri konu alan bitirme teziyle dikkat çekti. 1873’te Kuçibey Gömyurdjinskiy i drugie osmanskie pisateli XVII veka o priçinah upadka Turçii (Göriceli Koçi Bey ve diğer XVII. yüzyıl Osmanlı yazarlarına göre Türkiye’nin çöküşü) adlı tezle yüksek lisansını tamamladı. Ardından aynı fakültede doçent olarak çalışmaya başladı. 1875’te Türkçe bilgisini geliştirmek, kütüphanelerde çalışma yapmak ve bazı edebî eserleri incelemek amacıyla Türkiye’ye ilk seyahatini yaptı. Daha sonra Vestnik Evropı dergisinde “İz poezdki vremya Konstantinopol letom 1875” adıyla Türk medeniyeti, Türk okulları ve kütüphaneleri hakkında iki makale yayımladı (sy. 4 [1876], s. 527-566; sy. 5 [1876], s. 7-57). Bu makaleleri Rus basınında geniş yankı buldu. Peterburgskie vedomosti (sy. 215, 06 Temmuz 1876; sy. 244, 04 Eylül 1876), Novoe vremya (sy. 186, 04 Eylül 1876) ve Golos (sy. 262, 22 Eylül 1876) gazetelerinde bu makalelerle ilgili tanıtım ve eleştiri yazıları çıktı. Hocaları arasında dönemin meşhur Türkologlarından Ilya-Nikolayeviç Berezin ve Anton Muhlinskiy de vardı. Kırk dokuz yıl aynı fakültede Türkçe, Türkiye tarihi ve Türk edebiyatı tarihi dersleri veren Smirnov 1874-1922 yılları arasında Petersburg İmparator (1917’den sonra Rusya) Kütüphanesi Şarkiyat Bölümü’nün başkanlığını da yürüttü. Bölüm kütüphanesini zenginleştirmek için 1879, 1892, 1905 ve 1913 yıllarında İstanbul’a gitti. Buradan topladığı Türkçe, Arapça, Farsça el yazmalarını ve basma eserleri Petersburg’a götürdü. Bu kütüphanedeki zengin Türkçe el yazmaları ve basma eserler Smirnov’dan kalmıştır. Smirnov, kütüphaneye bağışlanan ya da satın alınan Türkçe el yazmalarının katalogunu hazırladı ve eserler hakkında kısa tanıtma yazıları yazdı. Zamanının önemli bir bölümünü bu yazmalar ve üniversitede verdiği Türkoloji dersleri dolduruyordu. Ayrıca 1885’ten itibaren Rusya’da basılan İslâmî eserler hakkında yıllık ya da üç yıllık tanıtma yazıları kaleme alıp bastırdı. Arkeolojik incelemelerde bulunmak üzere 1886’da Kırım’a gitti ve bu incelemelerini neşretti (“Arheologiçeskaya ekskuriya v Krım letom 1886 goda”, Zapiski Vostoçnogo otdeleniya imparatorskogo Russkogo arheologiçeskogo obşçestva, St. Petersburg 1887, I, 273-302). 1887’de Krimskoye Khanstvo pod verkhovenstvom Ottomanskoj Portiy do načala XVIII veka (XVIII. yüzyılın başına kadar Osmanlı himayesinde Kırım Hanlığı) adlı teziyle doktor unvanını kazandı. Bu çalışmanın devamı olarak Krimskoe hanstvo pod verhovenstvom Otomanskoe Porti v XVIII stoletie (Osmanlı himayesinde Kırım Hanlığı XVIII. yüzyıl) adlı eserini yazdı. 1889’da Kafkasya bölgesine bir seyahat yaparak Kumuklar’la ilgili edebî materyaller topladıysa da bunları yayımlayamadı. Yaz tatillerinde zaman zaman Viyana, Paris, Londra ve Budapeşte gibi şehirlere gidip buralardaki kütüphanelerde mevcut Türkçe yazmaları inceledi. Uzun bir süre Petersburg’daki “müslüman işleri”yle ilgili sansür idaresinin yöneticiliğini yapan Smirnov, Rusya’da müslümanların neşre hazırladığı her şeyi okumak zorundaydı ve onun onayı olmadan herhangi bir yazının basılması mümkün değildi. Bu sebeple Rusya müslümanları tarafından eleştiriliyordu. Zira inceleme işi bazan bir iki yıla kadar uzayabiliyor, bu da yazarların sabrını zorluyordu. Gaspıralı İsmâil’in Bahçesaray’da çıkardığı Tercüman gazetesini de bir süre kontrol etti. Ancak onay geciktiğinden haberler gündemin arkasında kalıyordu. Smirnov’un eserlerinde Türkler aleyhinde ırkçı ve şovenist ifadelere rastlanmaktadır. Türkolog V. A. Gordlevski onun aşırı Rus milliyetçisi olduğunu yazar. Bunda yaşadığı dönemin sosyopolitik etkileri ve Rusya’daki aşırı panslavizm taraftarlığının etkisinin bulunduğu muhakkaktır. Bolşevik İhtilâli’nden sonra “Dünya Edebiyatları” serisinin Türk dili ve edebiyatı bölümünü yazdı, Petrograd Enstitüsü Yaşayan Doğu Dilleri Fakültesi’nde Türk dili ve edebiyatı dersleri verdi. Çağdaşları onu Hammer’den sonra en önemli Osmanlı tarihçisi, ayrıca Türkolog olarak nitelendirmektedirler. 25 Mayıs 1922’de Petersburg’da ölen Smirnov üçüncü ve dördüncü dereceden Aziz Vladimir, ikinci dereceden Aziz Anna, birinci ve ikinci dereceden Aziz Stanislav, ayrıca Buhara emîrinin birinci dereceden Altın Yıldız ödülü sahibiydi. Turetsko-osmanskie skazki (Türk-Osmanlı hikâyeleri) adlı çalışması sonraları Tyurkologiçeskiy Sbornik 1973 içinde neşredilmiştir (Moskova 1975, s. 221-267).