"Tarih bir anlamda halkların kutsal kitabıdır"
M.İ. Karamzin
Van’ın Hoşap kasabasında dünyaya geldi. Babası Bistâm Efendi’dir. Doğduğu şehre nisbetle Vanî ve Hoşâbî nisbeleriyle anılmıştır. Bazı kütüphane kataloglarında ve bibliyografik eserlerde Vankulu Mehmed Efendi ile (ö. 1000/1592) karıştırılmıştır. Mehmed Efendi’nin tahsil hayatına ilişkin ayrıntılı bilgilere yalnızca Uşşâkīzâde’nin Hadâyiku’l-hakāyık fî Tekmileti’ş-Şekāyık Zeyli adlı eserinde rastlanır (vr. 269b). Onun belirttiğine göre Mehmed Efendi, Hoşap kasabasından küçük yaşlarda ayrılıp Van’a gelerek ilim tahsiline burada başlamış, ardından Tebriz, Gence ve Karabağ’a gitmiştir. Karabağ’da hocası Molla Nûreddin Efendi’nin yanında on yıla yakın bir zaman kaldıktan sonra Erzurum’a geçmiş ve İstanbul’a gidinceye kadar orada yaşamıştır. Mehmed Efendi’nin Erzurum’da ilk görevi vâizliktir. Talebelerinden İshak b. Hasan Tokadî, Nazmü’l-ulûm adlı eserinde hocasını öğüt denizine benzetmiştir (vr. 66b). Vâizliğin yanı sıra ilim meclislerindeki sohbetleriyle de tanınan Mehmed Efendi, Zilhicce 1069’da (Eylül 1659) Erzurum beylerbeyi olarak şehre gelen Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa’nın takdirini kazandı. Fâzıl Ahmed Paşa sadrazam olunca (Rebîülevvel 1072 / Kasım 1661) onu İstanbul’a davet etti ve IV. Mehmed ile tanıştırdı. Mehmed Efendi kısa sürede padişahın yakın ilgisini kazandı. IV. Mehmed yanından ayırmadığı Mehmed Efendi’nin vaazlarını ve huzur derslerini dinler, her vesileyle ona izzet ve ikramlarda bulunurdu. Mehmed Efendi, 1076’da (1665) İstanbul’da Yenicami kürsü vâizliğine ve hâce-i sultânîlik görevine getirildi. Bu arada Şehzade Mustafa’nın hocalığını üzerine aldı ve kendisine hünkâr vâizi pâyesi verilince bu görevi damadı Seyyid Feyzullah Efendi’ye devretti. IV. Mehmed döneminin dinî ve siyasî alanda en etkili kişilerinden biri olan Mehmed Efendi, XVII. yüzyılın dinî hayatında önemli bir yer tutan mutasavvıf-fakih çekişmesinde fakihlerin yanında yer almıştır Eserleri. Mehmed Efendi dinî-siyasî içerikli konularla ilgili olarak birtakım risâleler kaleme almış ve o dönemde çok okunan bazı eserlere hâşiyeler yazmıştır. 1. Arâʾisü’l-Ḳurʾân ve nefâʾisü’l-Furḳān ve ferâdîsü’l-cinân. Mehmed Efendi’nin en önemli eseri olup Kur’an kıssalarının bir tefsiri mahiyetindedir. İki bölümden meydana gelen eserin birinci bölümünde, âlemin yaratılışından başlamak üzere Kur’an’da adı geçen peygamberlerin kıssalarını anlatan âyetlerin tefsiri yapılmakta, ikinci bölümde Hz. Peygamber’in doğumundan vefatına kadarki hayatı ilgili âyet, hadis ve rivayetlere dayanılarak anlatılmaktadır. Bu bölümün sonunda Hz. Ebû Bekir’in hilâfeti ve onun yalancı peygamberlerle mücadelesi söz konusu edilmektedir. 2. Aʿmâlü’l-yevm ve’l-leyl. Mehmed Efendi’nin sabah ve akşam yapmış olduğu, hadislerde yer alan dua ve zikirleri içeren bu risâlesinin Süleymaniye Kütüphanesi’nde bazı nüshaları bulunmaktadır 3. Tasavvufî Bid’atlardan Sakınmaya Dair Bir Risâle. Cehren zikir yapmanın mekruh olduğunu ortaya koyan eser Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlıdır. Risâle bazı nüshalarda Risâle fî kerâhiyyâti’l-cehr bi’z-zikr ve Risâle fî hakki’l-farz ve’s-sünne ve’l-bid‘a fî ba‘zı a‘mâl ve Risâle fî reddi ahvâli’l-mübtediîn adıyla da kaydedilmiştir. 4. Münşeât. Mehmed Efendi’nin zamanın devlet büyüklerine yazmış olduğu mektupları ve bazı törenlerde yaptığı duaları içermektedir (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 4308). Onun çeşitli konularda birkaç varaktan oluşan bazı ta‘lîkāt ve risâleleri de vardır.