L. N. Gumilëv, “kendi tarih ve kimliğini bilmeyen, bunun şuurunda olmayan hiçbir kültürün anlamı yoktur” diyerek, esasen tarih şuuru olmayan kültürlerin, geleceğinin de olmadığına işaret etmektedir.
Hazar Çevresinde Bin Yıl isimli kitabında Gumilëv; Avrasya bozkırında ve mücavir ormanlarda miladî birinci bin yıl içerisinde birbirine karışan Türkler başta olmak üzere pek çok halkın ve onların üretip içinde şekillendikleri büyük kültürlerin izini sürüyor.
20. yüzyılın en önemli etnologlarından olan Gumilëv, doğa ve beşerî bilimlerin pek çok dalını aynı anda kullandığı bu eserinde; sadece Avrasya bozkırını değil, aynı zamanda bütün bir anakarayı ve bahse konu ettiği halkların rakiplerini ve bakış açısını daha genişleterek haritanın coğrafî sınırları içinde gözükmeyen diğer Büyük Bozkır sakinlerini, komşularını ve yıldızları parlayıp sönen süper-etnosların “bin yıllık geçmişini” de okuyucularıyla buluşturuyor. Hazar Çevresinde Bin Yıl, özellikle Türk tarihiyle ilgili kısımları etno-tarih olaylarını değişik bir açıdan incelediği için sahasında büyük bir boşluğu dolduruyor.